NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
26 - (1745) وحدثنا
يحيى بن يحيى
وسعيد بن
منصور وعمرو
الناقد. ميعا
عن ابن عيينة.
قال يحيى:
أخبرنا سفيان
بن عيينة عن
الزهري، عن
عبيدالله، عن
ابن عباس، عن
الصعب بن
جثامة. قال:
سئل
النبي صلى
الله عليه وسلم
عن الذراري من
المشركين؟
يبيتون
فيصيبون من
نسائهم
وذراريهم.
فقال (هم منهم).
[ش
(الذراري)
بتشديد الياء
وتخفيفها
لغتان. التشديد
أفصح وأشهر.
والمراد
بالذراري،
هنا، النساء
والصبيان.
(سئل
النبي صلى
الله عليه
وسلم عن
الذراري من المشركين)
هكذا هو في
أكثرنسخ بلادنا:
سئل عن
الذراري. وفي
رواية: عن أهل
الدار من
المشركين.
ونقل القاضي
هذه عن رواية
جمهور رواة
صحيح مسلم.
قال: وهي
الصواب. وأما
الرواية
الأولى فقال:
ليست بشيء بل
هي تصحيف. قال:
وما بعده يبين
الغلط فيه.
قلت (أي
الإمام
النووي): وليست
باطلة كما
ادعى القاضي بل
لها وجه.
وتقديره: سئل
عن حكم صبيان
المشركين
الذين يبيتون
فيصاب من
نسائهم
وصبيانهم بالقتل.
فقال: هم من
آبائهم. أي لا
بأس بذلك. لأن
أحكام آبائهم
جارية عليهم
في الميراث
وفي النكاح
وفي القصاص
والديات وغير
ذلك. والمراد
إذا لم يتعمدوا
من غير ضرورة.
(يبيتون)
معنى يبيتون،
أن يغار عليهم
بالليل بحيث
لا يعرف الرجل
من المرأة
والصبي. ومنه
البيات].
{26}
Bize Yahya b. Yahya ile
Saîd b. Mansur ve Amru'n-Nâkıd, toptan ibni Uyeyne'den rivayet ettiler. Yahya
(Dediki): Bize Süfyân b. Uyeyne, Zührî'den, o da Ubeydullah'dan, o da ibni
Abbas'dan, o da Sa'b b. Cessâme'den naklen haber verdi. Sa'b şöyle demiş:
Nebi (Sallallahu Aleyhi
ve Sellem)'e müşriklerden gece baskınına uğrayan zürriyetlerin hükmü soruldu.
Bu suretle müslümanlar onların kadınlarına ve çocuklarına isabet ediyorlardı.
Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
«Onlar onlardandır.:) buyurdular.
27 - (1745) حدثنا
عبد بن حميد.
أخبرنا
عبدالرزاق.
أخبرنا معمر
عن الزهري، عن
عبيدالله بن
عبدالله بن عتبة،
عن ابن عباس،
عن الصعب بن
جثامة. قال:
قلت:
يا رسول الله!
إنا نصيب في
البيات من
ذراري
المشركين. قال
(هم منهم).
[ش
(هم منهم) أي في
الحكم، تلك
الحالة. وليس
المراد إباحة
قتلهم بطريق
القصد إليهم.
بل المراد إذا
لم يمكن
الوصول إلى
الآباء إلا
بوطء الذرية،
فإذا أصيبوا،
لاختلاطهم
بهم، جاز
قتلهم. ومعنى
الوطء، هنا،
حقيقته. وهي
الوطء بالرجل
والاستعلاء].
{27}
Bize Abd b. Humeyd
rivayet etti. (Dediki): Bize Abdürrazzâk haber verdi. (Dediki): Bize Ma'mer,
Zührî'den, o da Ubeydullah b. Abdillâh b. Utbe'den, o da Ibni Abbâs'dan, o da
Sa'b b. Cessâme'den naklen haber verdi. (Şöyle demiş) :
— Yâ Resûlâllah! Biz
gece baskınında müşriklerin zürriyetlerine isabet ediyoruz! dedim,
«Onlar onlardandır.»
buyurdular.
28 - (1745) وحدثني
محمد بن رافع.
حدثنا
عبدالرزاق.
أخبرنا ابن
جريج. أخبرني
عمرو بن
دينار؛ أن ابن
شهاب أخبره عن
عبيدالله بن
عبدالله ب
عتبة، عن ابن
عباس، عن
الصعب بن
جثامة؛
أن
النبي صلى
الله عليه
وسلم قيل له:
لو أن خيلا
أغارت من الليل
فأصابت من
أبناء
المشركين؟
قال (هم من
آبائهم).
{28}
Bana Muhammed b. Râfi'
de rivayet etti. (Dediki): Bize Abdürrazzâk rivayet etti. (Dediki): Bize ibni
Cüreyc haber verdi. (Dediki): Bana Amr b. Dînâr haber verdi. Ona da ibni Şihâb,
Ubeydullah b. Abdillâh b. Utbe'den, o da ibni Abbâs'dan, o da Sa'b b.
Cessâme'den naklen haber vermişki,
Nebi (Sallallahu Aleyhi
ve Sellem)'e: Bir suvâri gurubu geceleyin baskın yapsa da müşriklerin çocuklarından
bazılarına isabet etse ne buyurursun? demişler.
«Onlar bobalarındandır!»
buyurmuş.
İzah:
Bu hadîsi Buhârî, Ebû
Dâvûd ve ibni Mâce «Kitâbü'l-Cihâd»da; Tirmizî ile Nesâî «Kitâbü's-Siyer»de
olmak üzere bütün «Sünen» sahipleri tahrîc etmişlerdir.
Nevevî diyor ki : «Bu
hadîs memleketimizin ekseri nüshalarında burada olduğu gibi (Nebi (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem)'e müşriklerin zürriyetleri soruldu) şeklindedir. Bir
rivayette harp edilen beldenin yerli müşrikleri sorulmuştur. Kaadî Iyâz bu
rivayeti Sahîh-i Müslim râvilerinin cumhurundan nakletmiş : Doğrusu da budur;
birinci rivayet bir şey değildir: Belki tasniftir, hadîsin sonu, ondaki hatâyı
açıklamaktadır, diyor.
Ben derim ki: Birinci
rivayet Kaadî 'nin iddia ettiği gibi bâtıl değildir. Bilâkis onun bir vechi
vardır. Takdiri şudur: Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e gece baskınında
vurulup öldürülen müşrik kadınları ile çocuklarının hükmü sorulmuş; o da :
Onlar babalarındandır; yâni bunda bir beis yoktur; çünkü babalarının hükümleri
mîras, nikâh, kısas, diyet ve saire onlar hakkında da carîdir, demek
istemiştir. Maksat : Zaruret yokken bunu kasden yapmadıkları zaman verilen
hükümdür. Yukarıda kadm ve çocukların öldürülmemesine dair geçen hadîsten
(1744) murat ise onları seçebildikleri zamandır.
Kadın ve çocukların
gece baskınında öldürülebileceğini gösteren bu hadîs hem bizim mezhebimiz hem
de Mâlik, Ebû Hanîfe ve cumhurun mezhebidir.
Beyâtm mânâsı: Düşmana
geceleyin erkek, kadın ve çocuk birbirinden fark edilemeyecek bir şekilde
baskın yapmaktır.
Zerârî: (Yânın teşdîd
ve tahfifi ile) iki şekilde okunur. Teşdîdle okunması daha fasîh ve meşhurdur.
Burada zerârîden murat: Kadın ve çocuklardır...» Fakat Nevevî’nin son cümlesine
allâme Aynî i'tiraz etmiş: «Zerârî kelimesinden kadınlar nasıl murat edilebilir?
Buhâri'nin rivayetinde gördüğün gibi zerârî kelimesi kadınlar üzerine
atfedilmiştir?» demiştir. Aynî bu sözü ile şunu demek istemiştir :
Zerârî: Zürriyyetin
cem'idir. Zürriyyet: Bir kimsenin çocukları ve nesli demektir. Hadîste de bu
kelime kadınlar üzerine atfedildiğine göre ondan kadınları kasdetmeye imkân
yoktur; çünkü atıf, iki şeyin birbirine mugayir olduğunu gösterir. Hâsılı,
harbde bîçâre ihtiyarları, kadın ve çocukları, rûhânî şahısları —kimseye bir
zararları olmamak şartı ile— göz baka baka kasden öldürmek bütün ulemânın
ittifakı ile haramdır. Bu hususta birçok hadîsler vardır. Gece baskınlarında
seçemeden, kasıdsız olarak öldürülmelerinde ise beis yoktur.
Burada şöyle bir suâl
hatıra gelebilir: Yâ kâfirlerin arasında müslümanlar da bulunur veya kâfirler
müslümanları kendilerine siper ederlerse?
Cevap: Bu mesele
ihtilaflıdır. imam Mâlik'e göre içinde müslüman esirler bulunan bir kafir
karasına veya gemisine ateş açılmaz. Evzâî dahî: «Küffâr müslüman çocuklarını
kendilerine siper ederlerse onlara silâh atılmaz; içinde müslüman esirler
bulunan gemi yakılmaz.» demiştir.
Sevrî, Ebü Hanîfe, Ebû
Yûsuf, Muhammed/ ishâk, imam Ahmed ve sahîh olan kavle göre îmam Şafiî:
«Küffârın katline çocuklarla kadınların öldürülmesinden başka bir çâre yoksa bunda
bir beis yoktur.» demişlerdir. Hattâ Hanefîler'le Sevrî'ye göre içerisinde
müslüman esirleri veya çocukları yahut müşriklerin çocukları bulunan kal'alara
ve gemilere ateş açmakta da beis yoktur. Böyle bir harpte müslümanlardan ölen
olursa diyeti ödenmez;" Hanefîler'e göre keffâret de lâzım gelmez.
Sevrî keffâretin lüzumuna kail olmuştur.
Hadîs-i şerif, düşmana
gece baskını yapılmasının caiz olduğuna, evvelce dine davet edilen kâfirlere
bilâhare habersiz baskın yapılabileceğine ve küffarın çocuklarına dünyada
babalarının hükmü verileceğine delildir. Âhiret hakkındaki hükümleri babında
ise üç kavil vardır :
a) Küffann çocukları
bulûğa ermeden ölürlerse cennetlik olurlar.
b) Cehennemlik olurlar.
c) Bu hususta bir şey
söylenemez; tevakkuf olunur.
ALLAHU a'lem (En doğrusunu ALLAH CELLE CELALUHU bilir)